IQNA

Kur’an ne söylüyor? / 34

Allah aşırılık yanlısı grupları sevmez

15:22 - November 14, 2022
Haber kodu: 3478227
Allah Kur’an’ın birçok ayetinde, sınırları aşan ve aşırı fikirlere sahip olanları uyarır. Bu ayetlerden birisi Bakara suresi 190. ayetidir.

Her  toplumun, kültürü, tarihi ve inançları ile orantılı olarak farklı davranışlara sahip farklı insan grupları vardır. Bazen bazı gruplar arasında anlaşmazlıklar ve çatışmalar olur. Kimin haklı kimin haksız olduğu ya da çatışmaları kimin başlattığı konusunda hüküm vermek karmaşık bir konudur. Allah Bakara suresi 190. ayetinde şöyle buyuruyor: “Size karşı savaşanlarla siz de Allah yolunda savaşın, fakat aşırılığa sapmayın; Allah aşırılığa sapanları sevmez.”

Bu ayet, İslam düşmanlarıyla savaş hakkında nazil olan ilk ayettir ve bu ayetin nazil olmasından sonra Hz Muhammed (s.a.v) Müslümanlara savaş açanlarla savaştı. Savaşmayanlarlada savaşmadı ta ki  Tevbe suresi 5. ayeti nazil olana kadar: “Haram aylar çıkınca, müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, esir alın, kuşatın ve onları her geçit yerinde gözetleyin. Şayet tövbe ederler, namazlarını kılarlar ve zekâtlarını verirlerse artık onları serbest bırakın. Allah yargılayıcıdır, bağışlayıcıdır.”

Muhsin Kıraati’nin Numune tefsirinde bazı noktalara dikkat çekilmiştir. Kur’an’ın bu ayetinde, “Sizinle savaşanlarla Allah yolunda savaşın” diyerek Müslümanlara savaş açanlarla savaşmayı emretmiştir. “Allah yolunda” ifadesi asıl amacını gözler önüne serer. İslam mantığında savaş asla intikam, hırs, ülke fethi veya ganimet için değildir. Bu hedef, hangi silahların kullanılabileceği, düşman askerlerine ve yakalananlara nasıl davranılması gerektiği vb. dahil olmak üzere savaşın tüm yönlerini etkiler.

Kur’an, savaş alanında ve düşmanlara karşı bile adaleti gözetmeyi tavsiye eder: “....aşırılığa sapmayın; Allah aşırılığa sapanları sevmez.”

Savaş Allah için ve Allah yolunda olduğunda, içinde aşırılık ve saldırganlık olmamalıdır. Bu nedenle, çağımızın savaşlarından farklı olarak İslam savaşlarında birçok ahlaki ilkenin gözetilmesi üzerinde hassasiyetle durulur. Örneğin, bazı düşman birlikleri silah bırakırsa veya yaralılar, yaşlılar, kadınlar ve çocuklar gibi artık savaşamayacak durumda olanlar varsa, onlara saldırılmamalıdır. Bahçeler ve ekinler tahrip edilmemeli, içme suyu depoları (kimyasal silahlar) zehirlenmemelidir.

Nur tefsirinde Muhsin Kıraati bu ayetin mesajlarını şöyle zikreder:

1-Savunmak ve karşı koymak bir insan hakkıdır. Biri bize savaş açtıysa, biz de onlarla savaşırız.

2- İslam’da savaşmanın maksadı, toprağı ele geçirmek, sömürgeleştirmek veya intikam almak değil, hakkı savunmak veya yozlaşmış grupları ortadan kaldırmak, düşünceleri özgürleştirmek ve insanları hurafelerden ve kuruntulardan kurtarmaktır.

3-Adalet ve hakkaniyet savaş alanında gözetilmelidir. Kur’an-ı Kerim’de pek çok defa “lâ ta’tedû” cümlesiyle sınırların aşılmaması konusunda uyarmıştır.

4-  Haksızlık, zulüm ve Allah'ın dinine karşı durmaktan sakınılmalıdır. 

5- Allah’a yaklaşmak için sadece savaş meydanında bulunmak yeterli değildir. Savaş alanında adil olmayı ve başkalarının haklarını gözetmeyi de gerektirir. 

6- Savaşta amaç sadece Allah'ın davası olmalıdır. Hırslar, taassub, riya, ganimet olamamalı.

7- Kendi doğal haklarını savunurken bile Allah daima akılda tutulmalıdır. Onlar size karşı savaş başlatmışlarsa ve sizin savunmanız gerekse de, savunmanın Allah rızası için olması gerekir. 

İlgili konular
captcha