Kimler Allah’ın selamına layıktır?

Bazı insanlar Allah’ın özel selamını alırlar. Kur’an müfessirlerine göre, Allah’ın İlâhi salavatı sadece sözlerden ibaret değildir. Çünkü Subhan olan Allah’ın kelamı, insanın kendi içinde hissettiği hareket ve nurdur.

Bakara Suresi’nin 157. ayeti, Allah’ın ilâhi salavatına mazhar olan sabırlı insanların hayatları hakkında çok güzel bir gerçeği zikreder: “İşte rablerinin lütufları ve rahmeti bunlar içindir ve işte doğru yola ulaşmış olanlar da bunlardır.”

İlâhi salavat ne demektir? Sözlükte ‘salat’ kelimesi dikkat ve dayanıklılık anlamına gelir. El Mizan tefsirinde salavatın Allah tarafından rahmet, meleklerden mağfiret, insanlardan dua olduğu belirtilmekte.

Ayetullah Cevad Amoli  (1933-Şii taklid mercii) der ki İlâhi salavat dilde değildir. Allah’ın sözü ile ameli aynı şeydir. Allah’ın ameli, Allah’ın açık ve kesin sözüdür. İnsanın kalbine parlaklık, berraklık ve saflık getirir. İnsan bu aydınlığın neticesinde Allah’a itaat etmeye heveslenir, günahtan nefret eder, cehennemden korkar, cennete ulaşmaya can atar ve Allah dostlarını tüm varlığıyla sever.

İlâhi salavat Allahın sıfatı olan ‘Hannan’ yani bağışlayan anlamındadır. Çünkü salavatın manasında şefkat, merhamet ve esneklik vardır. Salavat sabredenlere Allah’ın özel selamıdır yada Allah’ın sabredenlere ihsan ve lütfudur. Başarıya ulaşmalarına ve içsel aydınlanmalarına vesile olur.

Müfessirler salavatın farklı dereceleri olabileceğini söyler. Ayetullah Cevad Amoli Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) ilâhi salavata nail olması neticesinde  kendisinin başkalarına salavat kaynağı olacak bir mertebeye eriştiğini söyler.

Allah’ın salavatı insanın büyüklüğü ve aydınlanması içindir. Allah Ahzâb suresi 43. ayetinde şöyle buyuruyor: “Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için O size rahmetiyle lutufta bulunuyor, melekleri de dua ediyor. O, müminlere karşı çok merhametlidir.”

Allah kullarına inanmama ve günah işleme özgürlüğü vermiş olmakla beraber hoşnut olduğu davranış imandır ve sâlih ameldir. Kullar kendi kabiliyetleriyle O’nun hoşnut olduğu hayat tarzını gerçekleştirmekte zorluğa düşmesinler diye peygamberler göndermiş, vahiy yoluyla bilgiler vermiş, doğru yola ışık tutmuştur. İman ve sâlih amel ışıktır, nurdur; inançsızlık ve ibadetsizlik ise karanlıktır, bunalımdır.