IQNA

Kadir Akaras kaleme aldı:

Kur’an tefsirinde siyasî temeller

18:02 - June 20, 2023
Haber kodu: 3480715
ANKARA (IQNA) - Kur’an’ı Kerim kapsamlı ve genel bir kitap olup, siyaset de dahil olmak üzere çeşitli konuları ele alan genel ilkeleri içerir. İslam’da devlet, toplumun en önemli temellerinden biri olduğu için, İslam’daki siyasî meseleleri dile getirmek onun temel gereksinimlerinden biridir.

Siyaset, sosyo-politik ve siyasî kanunlar; Kur’an ve hadislerde doğrudan zikredilen konular arasındadır. Kur’ân-ı Kerîm’de siyasî meselelerle ilgili ayetler hükümet, ekonomi, askerî gibi farklı alanlarda zikredilmiştir. Sonucu, siyasî ilkelerin kendi alanında ele alınıp toplumun doğru ve rasyonel yönetimi sağlanması içindir. Kur’an’ın siyasî temellerinin incelenmesi İslam’ın yüce yasaları iç ve dış ilişkilerin temeli olduğu esası üzere toplumu doğru ve mantıklı yönetmek için önem arz etmektedir. Aslında temel amaç, peygamberlerin amaçlarına uygun olarak insanı ve toplumu maddî ve manevî en yüksek mertebelere ulaştırmaya çalışmaktır.

Kavram Biliminde Siyasî Tefsirin Tanımı

“Siyaset” sözcüğünün asıl manasını anlamak için iki açıdan incelememiz gerekir: “Siyaset” kelimesi “sevese” kökünden türemiş olup bir şeyin (birinin) maslahatına olan bir şeyi yapmak anlamına gelir.  Ve siyasetçi, insanları ve eylemlerini ıslah etmeye çalışan kişi olduğu söylenir. Dolayısıyla siyaset, bir şeyin, bir kişinin veya bir grubun çıkarlarını gözetmek ve bu çıkarları onların lehine gerçekleştirmek için atılan ciddi adımlar demektir. Terim olarak siyaset, yurttaşlık ilişkilerini ele alan bir bilim dalıdır.  Ve ya vatandaşların toplu karar aldığı bir süreçtir. Ya da inanç ve çıkarların çeşitliliği ve farklılıklarından kaynaklanan savaşlarda düzeni sağlayarak, dış güvenliği ve siyasî birimlerin iç güvenliğini -çoğu zaman hukuka dayalı güç kullanarak- sağlamak isteyen toplumsal bir faaliyettir.

 Bu nedenle; ‘Siyaset yurt ve yurttaşların inanç ve çıkarlarından kaynaklanan farklılıkları yönetmek ve dışa karşı emniyeti sağlamak için var olan bir toplum bilimidir’ denebilir. “Kur’an’ın Siyasî Tefsiri” sentezi yeni bir kavram olduğundan geçerli ve kayda değer bir tanımı bulunmamaktadır. Ancak tefsir ve siyaset kavramında verilen açıklamaları ele alırsak şöyle diyebiliriz: Kur’an’ın siyasî tefsiri: sosyo-politik, hukukî ve velayî konuları içeren ayetlerin pratik ve akıcı olarak analitik-ahlakî beyanlarından ibarettir

Kur’ân-ı Kerîm’in Siyasî Temelleri

Kur’an’ı Kerim kapsamlı ve genel bir kitap olup, siyaset de dahil olmak üzere çeşitli konuları ele alan genel ilkeleri içerir. İslam’da devlet, toplumun en önemli temellerinden biri olduğu için, İslam’daki siyasî meseleleri dile getirmek onun temel gereksinimlerinden biridir. Buna göre Kur’an’da siyasetin temellerinin tartışılması da Kur’an ayetlerinden çıkarılabilecek önemli ve değerli konulardan biridir.

Şimdi aşağıda siyasetin en önemli Kur’anî ilkelerine değinme gereği duyuyoruz:

İç ve Dış İlişkilerde Siyasî Davranış Biçimi

Uluslararası ilişkiler düzeyinde bir nevi diplomatik politikaların uygulanması olan iç ve dış ilişkiler, bir toplumun yönetişim göstergelerinden biridir. Bu siyasî davranışların türü, o hükümetin diğer toplumlarla ilişkilerindeki dürtülerini ifade eder. Kur’ân-ı Kerîm, iç ve dış ilişkilerin en güzel şeklini adaletli davranış olarak tanıtır:

“Ey iman edenler! Allah için kıyam edenler ve adaletli şahitler olun. Bir topluluğa olan kininiz sizi adaletsizliğe sürüklemesin. Adil olun; bu, takvaya daha yakındır. Allah’tan sakının, doğrusu Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Maide 8)

Merhum Tebersî ‘uluslararası adil davranışı’ kin ve nefretten uzak temiz ahlakın gölgesinde olan davranış olarak tefsir ediyor:

“Ey Müminler! Gelenek ve görenekleriniz, hakkı savunmak üzere olmalıdır, öyle ki kendiniz doğruya amel ederseniz; başkalarını da iyiliğe davet edip, kötülükten sakındırabilesiniz. Tüm bunları Allah’ın rızasını gözetmek için yapınız. Madem şahitlik vazifenizi adaletle yerine getirdiğinize şahadet edesiniz; insanlara olan kin ve nefretiniz sizi adaletsizliğe sevk etmesin. Yani bir kavme kin besleyen kişi, sizi adaletsiz bir davranışa, onun hakkında zulmetmenize neden olmasın.”

Bu yorum onu (şeneânu) kelimesini mastar olarak, kin ve nefret veya kin bağlamak olarak aldığından yapılmıştır. Bu nedenle, diğer hükümetlere kin beslemek, insanların o hükümetlere ve halkına karşı adaletsiz davranmasına neden olur. İşte Kur’ân-ı Kerîm’in İslam toplumunu uyardığı ve adaletli davranmaya teşvik ettiği insanlık dışı ahlakî durum budur.

Malî ve Ekonomik Politikalarla Başa Çıkma Yöntemi

Devleti olan bir toplumda, ekonomik kararları ve finansal politikaları, o toplumun doğal olarak siyasî bir bireyi olan hükümet lideri tarafından alınmalıdır. Bu önemli devlet politikası Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle belirtilmektedir:

“Ne olur onlar, Allah’ın ve Elçisinin kendilerine verdiğine razı olup: Allah bize yeter, yakında Allah ve Elçisi bize bol lütfundan verecek, biz sadece Allah’a rağbet ederiz yalnız O’ndan umarız deselerdi!” (Tevbe 59)

Tabersî, Mecma’u’l Beyân’da bu ayeti, münafıkların Peygamber’den talepte bulundukları sadakalar ve Peygamber’e kusur nispet etmeleri hakkında beyan etmektedir. Böylece toplumun ekonomik temel unsurlarından biri olan ganimet ve hazine dağıtımının halkın lideri tarafından yapılması gerektiği ortaya çıkıyor.

Liderlik ve Yöneticilikte Adalet Şartı

Kur’an’a göre İslam toplumunun liderlerinin birtakım zorunlulukları vardır ve bunlardan en önemlisi de yönetirken adaleti uygulamaktır. Kur’an’ı Kerim bu hususta şöyle buyurmaktadır:

“İnsanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor.” (Nisa 58)

Tabersî’nin bakış açısına göre, bu ayette adaletle hükmetmek, toplum liderlerine nispet edilmekte ve bu da onlara insanlar arasında adaletle hükmetmelerini emretmektedir. Ve devamında bu ayete benzer bir diğer ayette şöyledir buyuruyor:

“Ey Davud! Biz seni yeryüzünde halife kıldık. O halde insanlar arasında hak ile hükmet…” (Sâd 10)

Peygamber Efendimizin (s.a.a) İmam Ali’ye (as) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:

“İhtilaf halindeki iki taraf arasında bakış ve sözünde eşitlik sağla.”

Bu tefsirden, İslam toplumunu yönetenlerin yönetim şekillerinde adaletin gözetilmesi, İslam toplumu ve ülkesinde bıraktığı olumlu etkilerin yanı sıra uhrevî etkileri de beraberinde getiren önemli bir mesele olduğu anlaşılmaktadır.

Yazar: Ehla-Der Genel Başkanı Kadir Akaras

captcha