Kur’an-ı Kerim’i kişisel eğilimlere göre tefsir etmek tehlikelidir

Kur’an eğitimi bir müfessir ve İslam alimi gözetimi altında yapılmalıdır. İslam alimi yaşamının yirmi veya otuz seneden fazlasını ilim tahsiline adayan kimsedir.

Kur’an tefsiri birkaç yıllık Arap edebiyatı ve Arapça kelimeleri bilmekle yapılamaz. Vahiy Kelam’ından yararlanmak uygun tecrübe ve uzmanlık gerektirir. İnsanlar Arapça kelimelere aşina olurlar ama Kur’an’ı anlamak ve idrak etmek kelime bilmekten farklıdır başka beceri ve bilgiler gerektirir.

Kur’an ayetlerini hiç çekinmeden kendi düşüncelerine göre tefsir eden insanlara şaşırıyorum. Kur’an-ı Kerim’i kendi fikirlerimize göre tefsir etmenin tehlikesine karşı dikkatli olmalıyız. Hadis-i şerifte, “Kim Kur’an’ı kendi görüşüne göre tefsir ederse, onun yeri cehennemdir” buyuruluyor.

Kendi görüşüne göre Kur’an tefsirinin anlamını bilmek istiyorsak şu örnek bize yardımcı olacaktır. Bir kuyuda su olmadığı zaman içine kovayla su dökeriz. Ayet belirli bir anlam ifade etmez. Ama biz ayette kendi görüşümüze de yer veririz. Bu işe kendi görüşüne göre tefsir denir. Bu tıpkı kuru bir kuyuya kova ile su dökmek gibidir. Bu tefsir kişinin kendi görüşüne dayalı tefsirdir.

İnsanın kendi görüşüne göre tefsirin yayılacağına dair endişeler bulunmaktadır. Yani bu Kur’an’nın bir cümlesini veya ayetini dikkate alıp diğer ayetleri göz ardı ederek Kur’an’ın genelliğine aykırı bir Kur’an manası ortaya koymak demektir.

Muhsin Kıraati’nin İnanç İlkeleri (Nübüvvet) adlı kitabından alıntıdır.